Mikroplastikler Gıdamıza ve Kan Dolaşımımıza Kadar Girdi!

29 Tem 2025

Sıfır Atık Vakfı, her yıl küresel ölçekte temmuz ayında düzenlenen 'Plastiksiz Temmuz' farkındalık kampanyası kapsamında hazırladığı yeni araştırma raporuyla, tek kullanımlık plastiklerin doğaya, insan sağlığına ve ekonomiye etkilerini bir kez daha gözler önüne serdi. Veriler, küresel plastik krizinin sürdürülemez boyutlara ulaştığına dikkat çekiyor.

Vakfın hazırladığı çalışmada yer alan veriler, küresel plastik krizinin ve kullanımının ulaştığı çarpıcı boyutları gözler önüne sererken, bu krizin çevresel, ekonomik ve toplumsal sonuçlarını da çok yönlü biçimde ortaya koyuyor. Araştırma raporunda, plastik kullanımının ulaştığı boyut, mikroplastiklerin oluşturduğu görünmeyen tehdit ve döngüsel ekonomi perspektifinden çözüm yolları yer alıyor.

Plastik Kullanımı Son 50 Yılda 20 Kat Arttı

• 2024 itibarıyla dünyada yılda yaklaşık 400 milyon ton plastik üretiliyor. Bunun yaklaşık 36%’sı ambalaj, yani büyük ölçüde tek kullanımlık ürünlerden oluşuyor.

• Bu miktarın yalnızca %9’u geri dönüştürülürken, %19’u yakılıyor, %50’den fazlası ise doğaya karışıyor.

• Her yıl doğaya karışan 11 milyon ton plastik atık, deniz canlılarının yaşamını doğrudan tehdit ediyor.    

Bu veriler, plastik üretimi ve atık yönetimi arasında ciddi bir dengesizlik olduğunu gösteriyor. Üstelik plastik üretiminin %99’u hâlâ fosil yakıtlardan sağlanıyor. Bu da plastik kirliliğinin aynı zamanda bir iklim sorunu olduğunu ortaya koyuyor.

Her Hafta 5 Gram Plastik Tüketiyoruz

Plastik kirliliğinin etkisi yalnızca çevreyle sınırlı değil, insan sağlığını da tehdit ediyor:

• Mikroplastikler hava, su ve gıda yoluyla vücudumuza giriyor. Bir insanın ortalama olarak haftada 5 gram yani bir kredi kartı büyüklüğünde plastik yuttuğu tahmin ediliyor.

• Mikroplastikler, anne karnındaki fetüsten kan dolaşımına, akciğer dokularından anne sütüne kadar pek çok alanda tespit edilmiş durumda.

• Araştırmalar, mikroplastiklerin bağışıklık sistemi, hormon dengesi ve sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor.

• Endokrin sistem bozuklukları, bağışıklık sistemi baskılanması, üreme sorunları ve kanser risklerinin mikroplastiklerle bağlantılı olabileceğine dair bilimsel kanıtlar artıyor.

Ekolojik Bedel Ağırlaşıyor

Plastik atıklar, kara ve deniz ekosistemlerinde telafisi zor zararlara yol açıyor:

• Deniz kaplumbağalarının %90’ının, deniz kuşlarının %44’ünün ve balina türlerinin %18’inin vücutlarında plastik atık bulunduğu saptandı. Sindirilemeyen plastik parçaları bu canlıların iç organlarını tıkayarak ölümlerine neden oluyor.

• Mercan resiflerinin yüzeyine yerleşen plastik parçaları, bu hassas ekosistemlerin %85’inde enfeksiyon riskini artırıyor. 

• Plastik ağlar ve ambalajlar, canlıları fiziksel olarak tuzağa düşürerek yaşamlarını tehdit ediyor.

• Toprakta biriken plastikler, tarım arazilerinin verimliliğini düşürüyor ve toprak canlılarının genetik yapısını etkiliyor. 

Krizin Bedelini Gelecek Nesiller Ödüyor

Birleşmiş Milletler Çevre Programı UNEP’e göre, plastik kirliliğinin küresel ekonomiye yıllık maliyeti 300-600 milyar dolar arasında değişiyor. Bu maliyet, sağlık harcamaları, deniz turizmi ve balıkçılıktaki kayıplar, temizleme faaliyetleri ve iklim etkilerini kapsıyor.

Ayrıca plastik atıkların %90’dan fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerin kıyılarına ulaşıyor. Bu da çevresel adalet ve eşitlik açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor. Gelişmekte olan ülkelerde, yetersiz atık yönetimi nedeniyle plastik atıkların neden olduğu altyapı tıkanmaları, taşkınlar ve kirlilik, kalkınma üzerinde doğrudan tehdit oluşturuyor.

En Büyük Tehdit: Tek Kullanımlık Ürünler

Plastik atıkların %50’sinden fazlası sadece bir kez kullanılan ürünlerden oluşuyor. Özellikle market poşetleri, plastik şişeler, ambalajlar ve pipetler doğada yüzlerce yıl çözünmeden kalabiliyor.

• Bir plastik poşet ortalama 12 dakika kullanılıyor, ancak doğada yok olması 400 yılı bulabiliyor.

• Tek bir plastik şişe denize ulaştığında, güneş ışığı ve sürtünme etkisiyle parçalanarak binlerce mikroplastiğe dönüşüyor ve deniz yaşamında ölümcül zincirleme etkilere neden oluyor. 

Alışkanlıklarımızı Değiştirelim

'Plastiksiz Temmuz', bireylerin farkındalıkla atacağı küçük adımların büyük değişimlere dönüşmesi için bir fırsat. Plastik yerine yeniden kullanılabilir ürünler, doğada çözünebilen alternatifler ve geri dönüşüm bilinci, plastik kirliliğine karşı elimizdeki en güçlü araçlardır.

Alternatifler Mümkün, Kararlılık Gerekli

Sıfır Atık Vakfı, toplumun her kesimini çözüme ortak olmaya davet ediyor. İşte bireylerin atabileceği basit ama etkili adımlar:

• Plastik poşet yerine bez çanta, file veya sepet kullanmak,

• Tek kullanımlık plastik şişeler yerine cam veya metal matara taşımak,

• Plastik pipet yerine bambu, cam veya paslanmaz çelik alternatiflere yönelmek,

• Ambalajsız ve dökme ürünler tercih ederek plastik atık oluşumunu azaltmak,

• Geri dönüşüm kutularını doğru ve etkin şekilde kullanmak.       

Plastik krizine dair tüm bilimsel veriler çok net bir tablo çiziyor. Artık plastik değil, doğa dostu alışkanlıklar üretme zamanı. Sıfır Atık Vakfı olarak, bireylerden kamu otoritelerine, özel sektörden akademiye kadar herkesin rol alacağı bir değişimi savunuyoruz. 'Plastiksiz Temmuz' yalnızca bir ay değil, sürdürülebilir yaşam yolculuğunda bir başlangıç olmalı.

Sıfır Atık Vakfı, plastik kirliliğine karşı bilinçli tüketim alışkanlıklarının ve sürdürülebilir üretim modellerinin yaygınlaşması için çalışmalarını kararlılıkla sürdürmektedir. Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için harekete geçmenin tam zamanı.

Galeri